Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kötü günler | hard times n. | ||
So, I'm really sorry that you're having a hard time. Bu yüzden, kötü günler geçirmene gerçekten üzüldüm. More Sentences |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | kötü günler geçirmek | have hard times v. |
General | kötü günler geçirmek | have difficult times v. |
General | kötü günler geçirmek | have difficult days v. |
General | kötü günler geçirmek | have hard days v. |
Colloquial | ||
Colloquial | eski kötü günler | the bad old days n. |
Colloquial | geçmiş kötü günler | the bad old days n. |
Colloquial | kötü günler için saklanan az miktarda para | mad money n. |
Idioms | ||
Idioms | kötü günler için yapılan birikim | safety net n. |
Idioms | kötü günler yaşamak | fail on evil days v. |
Idioms | kötü günler geçirmek | fail on evil days v. |